Hayatımız boyunca bizi mutlu edebilecek, derinden etkileyebilecek pek çok durumla karşılaşırız fakat bazılarına hayatımızın hiç hazırlık olmadığımız bir noktasında denk geliriz. Vücudumuz ve beynimiz kendini bu duruma hazırlamadığı için büyük bir şok etkisi altında kalır. Bu durumlar genellikle ani ve şok edici bir haber ya da olay olabilirken doğal afetler ve kazalar gibi durumlar da bedenimiz ve ruhumuzda önemli değişiklikler yaratarak travmaya yol açabilirler.
Hayatımıza bir şekilde devam edebilmek için yaşadığımız ve bizde travmaya sebep olan bu olay ve durumlar ile yüzleşmeliyiz. İlk başlarda travmayı ve arkasındaki sebepleri görmezden gelmek ve onlardan kaçmak kolay ve basit bir çözüm gibi görünse de ruh sağlığımızda çok daha ciddi kalıcı etkiler bırakmaktadır. Bu yüzden hayatınızı bu kadar etkileyen ve değiştiren, sizde travma etkisi yaratan olayı bulmalı ve kontrollü bir şekilde onun derinine inmelisiniz.
Travma Tam Olarak Nedir?
Hayatımızı ve ruhumuzu oldukça kısa bir sürede etkisi altına alarak derinden etkileyen travmalar, günlük hayatta yaşadığımız ve bize stres veren olaylar olarak kullanılsa da arkasında çok daha ciddi bir anlam barındırmaktadır. Travmanın gerçek ve ele alacağımız anlamı ile ani ve beklenmedik bir şekilde ve zamanda gerçekleşen ve bizde yüksek yoğunlukta dehşet, kaygı ve panik durumlarını yaratan, kişinin duygu durumunu, ruh sağlığını bozan ve kişide etki bırakan olaylar tanımlayabiliriz.
Travmatik olayların herkeste bıraktıkları etki aynı değildir, bunun en büyük sebebi de kişilerin geçmiş yaşantıları, kişilikleri ve düşünceleridir. Herkes birbirinden ayrı ve farklı olduğu için yaşanan olaylara verdikleri tepkiler de doğal olarak farklıdır. Bir kişi yaşadığı depremden dolayı çok etkilenebilir ve hayatını buna göre şekillendirerek apartman yerine müstakil bir evde oturmak isteyebilir ya da uzun süre kapalı alanlarda kalamaz, asansöre binemez ya da panik ataklar geçirebilir. Bir olayın kişinin ruh sağlığına verebileceği zararlar ve etkiler o kadar değişkendir ki bunu önceden tahmin etmemiz olanaksızdır fakat olay yaşandıktan sonra travmalarımızla yüzleşerek bu korkularımızın, paniklerimizin, kabuslarımızın ve diğer nice durumun üzerinden gelebilir ve normal yaşantımıza dönebiliriz. Bu imkansız ya da zor bir şey değildir, sadece bir uzman eşliğinde yaşanılan olay ve durumların üzerinde çalışılması ve yoğunlaşılması gerekmektedir. Unutmayın ki, her birimiz bu olayların üstesinden gelebilecek kadar eşsiz bir güce ve inanca sahibiz!
Travma Sonrası
Kişi yaşadığı, maruz kaldığı durum ve olaylar sonrasında değişik tepkiler gösterebilmekte ve çeşitli ruhsal sorunlar yaşayabilmektedir. Bu travma sonrası görülen tepkiler kişiden kişiye göre değişiklik gösterse de genellikle kendini duygusal, düşünsel, fiziksel ve davranışsal tepkiler olarak göstermektedir.
Olay sonrasında kişide üzüntü, öfke, suçluluk, endişe, karamsarlık, sinirlilik, çaresizlik ve kaygı gibi duygusal tepkiler ortaya çıkabilir. Vücudumuz ve beynimiz karşılaşılan bu olay ve durum karşısında kendini korumaya almak ister ve geri çekilir fakat bu durum çok ani olduğu için doğru tepkiyi geliştiremez ve belli duygusal tepkilerin arkasına saklanır. İnançlarımıza, algılarımıza ve geçmiş yaşantımıza göre bu noktada verdiğimiz tepkiler değişkenlik gösterse de genellikle korku teması ön plana çıkar. Yaşadığımız travma sonrasında inanç konusunda sorunların yaşanması, intihar düşüncesinin akla gelmesi, dikkat dağınıklığı ve odaklanamama gibi çeşitli düşünsel tepkilerle de karşılaşılabilir. Bu noktada karşımızdaki her şeye karşı bir imaj belirleyebilir ya da yaşanılan olayı tekrar tekrar görebiliriz. Bununla beraber travma sonrasında sosyal yaşantımızda problemlerle karşılaşabilir ya da davranışlarımızda ani değişimler görebiliriz. Düşünsel tepkilerin bir uzantısı olarak bu süreçte karşımıza uyku ve yeme bozuklukları, yalnız kalma, çeşitli madde kullanımları, yeme davranışının artması gibi pek çok davranışsal tepki de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Davranışsal tepkilerin kişi ve çevresi tarafından fark edilmesi daha kolay olduğu için, daha hızlı bir şekilde yardım alınarak ruhta ve bedende kalıcı bir hasar oluşması engellenebilir.
Yaşanılan travmatik olay sadece ruh sağlığımıza değil bedenimize de zarar verir. Zihnimizdeki değişimleri ve aksamaları anlayamayan vücudumuz da fiziksel tepkiler vermeye başlar. Baş ve göğüs ağrıları, kalp sıkışması, iştah artması veya azalması, nefes alamama gibi çeşitli fiziksel tepkiler hem vücudumuzu hem de beynimizi etkiler. Bu tepkiler travma karşısında bedenin genellikle gösterdiği fiziksel şeylerdir ve özünde korkutucu değil, travmayı çözmemiz ve onunla barışmamız için size yardım edebilecek tepkiler olarak karşımıza çıkar. Tüm bu tepkilere direnmek ve onları reddetmek yerine, vücudumuzun ve beynimizin verdiği tüm tepkileri doğru şekilde inceleyip anlarsak, buna göre daha sağlıklı adımlar atabilir ve yaşanılan travmanın üzerinden rahatlıkla gelebiliriz.
Travmamızı Nasıl Yenebiliriz?
Kabul Edin
Travmaların üstesinden gelmek ve normal yaşantıya dönmek için atılması gereken ilk adım, travmaya sebep olan olay ya da durumla yüzleşmektir. Olanları kabul ederek, vücudun ve beynin verdiği tepkileri dinlemeli ve yargılamadan, olduğu gibi her şey kabul edilmelidir. Bu kabul aşaması, kişinin travmayı yenmek için hazır olduğunu ve yapabileceğini kanıtlar. Bunun haricinde olanları kabul ettiğinizde bedeninizin ve ruhunuzun rahatladığını ve size teşekkür ettiğini rahatlıkla hissedeceksiniz.
Hakkında Konuşun
Kişide travma yapan bir olay hakkında düşünmek hatta konuşmak oldukça zor olsa da, yaşanılan olaydan kaçmaktan, yaşanmamış gibi davranmaktan çok daha iyi etkiler yaratır. Bu noktada olanı kabul edip, üzerine konuşarak hem iyileşme sürecini hızlandırabilir hem de yardım kabul edebilme konusunda büyük kolaylıklar yaşayabilirsiniz.
Beynimiz kendiliğinden bir tepki vererek, daha kolay olanı yapar yani olaydan kaçar ve bu durum bedenin ve beynin daha fazla tepki vermesine yol açar. Olanı kabul etmek ve üzerine konuşmak için acele etmenize gerek olduğunu düşünmeyin, siz kendinizi ne zaman hazır hissederseniz o zaman üzerine düşünüp konuşun. Sonrasında her şeyin daha kolay bir hal aldığını göreceksiniz.
Alkol ve Madde Kullanmayın
Travma sonrasında en sık karşılaşılan tepkilerden biri de travma yaşayan kişilerin alkol ve madde kullanımına başlaması ve arttırmasıdır. Bu madde ve alkoller, zaten sağlıklı olmayan ya da oldukça hassaslaşan bedenimize çok daha fazla zarar vererek önce bedenimizi sonra da ruh sağlığımızı etkilemeye başlar. Bunlar kişiye sadece anlık kaçışlar sunar ve arkasında tahrip edilmiş bir beden ve kişilik bırakır.
Alkol ve maddenin yanı sıra doktor kontrolü dışında herhangi bir depresyon ya da sakinleştirici ilaç kullanmayın. Bedeninizi ve zihninizi uyuşturmak yerine size keyif veren şeyleri yaparak daha olumlu ve keyifli bakmayı öğrenin.
Yeni Bir Şeye Başlayın
Bu süreçte kendinizi yalnız, kötü ve çaresiz hissetseniz dahi bunun herkesin başına gelebileceğini kabul edin ve kendinizi suçlamaktan vazgeçerek, yeni bir şeylere başlayın. Başladığınız yeni şeyler hem sizi dinç tutacak hem de vaktinizi olumlu bir şekilde değerlendirmenizi sağlayarak gelişiminize destek olacaktır. İllaki bir hobi ya da yeni bir iş dalı bulmanıza gerek yok, çevrenizdeki kişilerle vakit geçirebilir, yeni insanlarla tanışabilir ya da hep yaptığınız şeyleri yeni yerlerde yapabilirsiniz.
Geçmişte yaşanan her şeyin geçmişte kaldığını fark edin ve bu yaşananların, hayatınızda yeni bir şeye yol açtığını ve sizi belki güçlendirdiğini, belki değiştirdiğini fark edin. Yaşanılan acıların, korkuların ve daha nicesinin size iyilik, yenilik ve güzellik olarak geleceğini unutmayın. Yaşam devam ediyor ve siz çok güzel yaşayabilirsiniz.
Uzmandan Destek Alın
Eğer duygusal, düşünsel, fiziksel ve davranışsal tepkileriniz arttıysa ve bu tepkilerle baş edemiyorsanız bir uzmandan destek alın. Sık sık yaşanılan olayı düşünüyor ya da onu yeniden yaşıyor ya da görüyorsanız, kendinize ya da çevrenizdekilere fiziki zararlar vermeye başladıysanız, kaygı ve korku nöbetleri yaşıyor, günlük hayatınıza devam edemiyor ve tepkileriniz gün geçtikçe büyüyorsa tüm bu yaşanılanları profesyonel bir destek ile çözebileceğinizi unutmayın. Yaşanılan travma bir bitiş değil bir başlangıçtır ve doğru yardım alınarak çözülebilir.
Tedaviler
Günümüzde travma çözümleri için geliştirilmiş pek çok psikoterapi yaklaşımı bulunmaktadır. Yaşanılan travmaya ve kişiye göre bunlardan biri uygulanabilir fakat burada önemli olan kişinin bu terapiye isteyerek katılmasıdır.
Bu tedavilerden biri de göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olarak bilinen EMDR’dır. Travma sonrasında anı ağlarının düzgün bir şekilde çalışmadığı gözlemlenmiştir. Bu noktada da travma yaşayan kişi ile duygu, düşünce ve duyumlar üzerinden yeni bir öğrenme gerçekleştirilir ve bu süreçteki öğrenme daha sonrasında kullanılmak üzere beynimize yönlendirilir.
Şema terapileri de travma çözüm süreçlerinde sıklıkla tercih edilen başka bir yöntemdir. Duygusal deneyim üzerine inşa edilen şema terapileri kişinin yaşadığı travmaları gün yüzüne çıkararak, kişinin duygularını serbest bırakmasını sağlar.
Hem travma hem de sonraki süreçte yaşanan kaygı ve korku gibi durumlarla yüzleşerek ilerleyen bilişsel davranışçı terapilerde, psiko-eğitim ve bilişsel yapılandırma teknikleri kullanılır. Tedavinin ilk başında kişi travma ile bağlantılı uyarılarla yüzleştirilir, daha sonrasında ise travmaya sebep olan bilişsel süreçler tespit edilerek onların tedavisi gerçekleştirilir.
Travma çözüm süreçlerinin bazı noktalarında uzman doktorlar ilaç tedavisine de başvurabilmektedirler. Serotonerjik ve diğer grup ilaçlar verilerek, hastanın ani duygu durumları kontrol altına alınır ve kişinin rahatlaması sağlanır. Bu şekilde kişi tedaviye daha kolay yanıt verebilir ve sürecin hızlanmasına yardımcı olabilir.
Ediz Kentkuran